Yıllardan beri insan Miğde Bağırsak sisteminde trilyonlarca Bakteri,Mantar,Virüs ve Parazitlerin yaşadığı bilinmekte olup bu mikroorganizmaların hepsine toplu olarak Gastrointestinel Mikrobiotalar denmektedir.
Bağırsakta 400 farklı çeşitten oluşan yaklaşık 100 Milyar bakteri yaşamaktadır. Bunlar sağlığa zaralı çürümeye yol açan ( Koli bakterileri ve Çürüme Florası gibi ) bakterilerin yanı sıra bağırsağa faydalı bakteriler (Probiyotikler ) dir.
Ünlü çift Nobel ödüllü Alman profesör daha 70 yıl önce sağlıksız bir bağırsak florasının kanser oluşumunu kolaylaştırdığını söylemektedir.
Bağırsak bakterileri bağışıklık sistemi için çok önemli rol oynamaktadırlar. Ayrıca maya Mantarları gibi vücuda zaralı mikroorganizmaların bağırsağa yerleşmesine engel olmaktadırlar.
Bu bakteriler bağırsak içerisinde kendi aralarından bir symbioz içerisinde yaşamaktadırlar. Örneğin Bifido Bakterileri B- Vitamini ,Folik asit,Biotin ,ve sağa çeviren Süt asidi üretimini sağlamaktadırlar. Bu bakterilerin bağırsakta yeteri kadar bulunmayışı bu gıda maddelerine karşı yetersizliğe yol açar.
Bağırsak florası sağlıklı bir durumda ise Eubiose dan bahsedilir. Eğer bu denge bozulmuş ise ozaman Dysbiose dan bahsedilir.
Zamanımızın yaşam stili ,yoğun stress,sağlksız yoğun şeker ve yağ içeren beslenme tarzımız ,doğa ve çevre kirlenmesi ( özelllikle Ağır metaller,Tarım ilaçları vs ) , müshil ilacı kullanımı ,nikotin ,Alkol ve kontrolsüz Antibiotik kullanımı ve Kortizon kullanımı sonucu bağirsağimaızda yaşayan faydalı bakteriker ölmekte ve böylece bir dysbioz meydana gelmektedirler. Bağırsak disbiyozunun etkileri çok çeşitlidir ve sağlıklı bağrısağın birçok fonksiyonlarının yerine getirilememesine yol açar. Bunlar Bağisıklık sisteminin zarar görmesi , bağırsak mantarlarının artması , bakteriler tarafından bağırsakta üretilen gıda maddelerinin yoksunluğu , bağırsak epitel hücrelerinin yeterli beslenememesi ve bağırsak sümüksü tabakasının ( Mukozasının ) kendini yenilemesinin zarar görmesi .Bütün bunların üzerine bağırsak bakteri dysbiyozu yani hastalığa sebep olan bakterilerin sayıca üstünlüğü ele geçirmeleri sonucu bağırsak epital dokusuna yeteri kadar oksijen geçememektedir.
Fötüs daha anne karnındayken bakterilere karşı üretilmiş antijenler ile ilk temasını yaşamasına rağmen İlk mikrobota kolonileşmesi doğum ile beraber gerçekleşir. Bu nedenle sezeryan ile dünyaya gelen çocukların ilk gastrointastinal mikrobiataları anne derisi mikrobiyomlarından köken alır. Bu ise bu çocuklarda normal vaginal yolla dünyaya gelen çocuklara kıyasla bağırsak mikrobiotasının daha az sayıda Bakteri türünü barındırmasına sebep olmaktadır.
Çocuğun gıda ile ilk teması sonrası çok sınırlı sayıda bakteri türünü içinde barındıran ilkel bir bağırsak mikrobiomu gelişir. Çocuğun yaşının artması ile daha birçok yeni bakteri türü bu ilkel mikrobiom içinde yerini alır ve bu aerob bakteriler yerlerini anaerob yada isteğe bağlı olarak anaerob olabilen bakteriler ile değiştirirler.
Yetişkin bir birey bağırsağında çoğunluğu bakterikerden oluşan yaklaşık 2 kilo mikrobiota barındırır. Bu arada en az 1000 tane şu ana kadar bilinen bakterilerden oluşan mikrobiatayı oluşturan bakterilerin sayısı insan hücrelerinin sayısından 10 ile 100 kat daha fazladır.
Bu bakterilerin genleri insan genlerine kıyasla 1 e 10.000 oranında bir dominanz göstermektedirler.
Son on yılda bağırsak mikrobiyotası kadar hiçbir tema biyolojik tıbbı bukadar meşgul etmemiştir. Şu ana kadar bu konuda 20.000 in üzerinde bilimsel araştırmalara yönelik yayınlar yapılmıştır. Gastrointastinal Mikrobiotanın ana görev olarak sadece gıda maddelerinin sindirimlerinde rol oynamadığı bunun yanısıra bağışıklık sisteminden çok önemli bir rol oynadığı bu mikrobiyomların metobolik fonksiyonları ayrıca gastointestinal sistemin sinyal yolları ile Karaciğer, Kas dokusu ve Merkezi sinir sistemi gibi diğer organlarıda etkilediği artık geniş çevreler tarafından bilinmektedir.
İnsan Mikrobiatasının önemli bir kısmı Miğde Bağırsak kanalında yer almaktadır. Bu firmucutes ve Bacteroides bakteri guruplarının çoğunlukta olduğu birçok bakteri çeşidinden oluşmaktadır.
Şahısların mikrobiotası çoğunlukla 150 ile en fazla 200 farklı tür bakteriden meyadana gelmişlerdir.
Erken çocukluk çağında bağırsak mikrobiotasının gelişimini etkileyen faktörleri şu şekilde sıralayabiliriz
1- Doğum Türü ( Normal veyahut Sezeryan
2- Emzirme süresi
3- Çocuğa 4. İle 6. Aylar arası anne sütüne ek olarak verilen gıdalar
4- Erken çocukluk çağında antibiotik tedavisinin uygulanıp uygulanmadığı
Doğum türünün bağırsak mikrobiotasının gelişimi üzerindeki etkisi uzun bir süreden beri bilinmesine rağmen günümüzde tıbben zorunlu olmayan sezeryanla doğum sayısı giderek artmaktadır. Bu durumun yarattığı olumsuzluk sonrasan düzeltilememektedir. Yeni doğan doğumdam önce ve bir miktarda doğum esnasında doğun kanalından ilk doz Probiyotik olarak adlandırabileceğimiz bakteri kültürlerini almaktadırlar. Öyleki normal doğum ile dünyaya gelen çocuklarda Lactobacillus Prevotella ve sneathia nın baskın olduğu tespit edilirken sezeryan ile dünyaya gelen yenidoğanlarda Corynebacterium ,Propionibacterium ve Stafilokokların yoğunlukta oldukları gözlenebilmektedirler.
Yeni doğanlarda özellikle doğum sonrası erken dönemde Antibiyotik kullanımınında mikrobiyomlar üzerinde kalıcı bir etkisinin olduğu varsayılabilir. Bu nedenle yeni doğanın bir yaşına kadar antibiotik kullanması çok zorunlu haller dışında önerilmemelidr.
Doğum sonrası beslenme de yeni doğanın mikrobiyomunu etkilemekte. Anne sütü emzirmenin mikrobiom üzerindeki etkisi pekçok kez bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Şöyleki anne sütü emen yeni doğanlarda Bifidobakterikeri gibi yararlı bakteriler daha yoğun oranda ve Clostridyalar gibi daha az faydalı bakteriler daha az sayıdadırlar.
Zeolit bağırsaktaki zarali maddeleri, toksinleri , serbest oksijen köklerini,Amonyagi emerek yararli bagirsak bakterilerinin zarar görmesini engelleyip böylece patojen bakterilerin maya mantrlarinin parazitlerin üremesini engellemektedir . O yüzden saglikli bir yasam için saglikli bir bagirsak saglikli bagirsak için saglikli bagirsak mikrobiotasi saglikli bagirsak mikrobiotasi için PMA Zeolti formülünü takip edeceğiz .